Sayfalar

27 Ekim 2015 Salı

ayhh bana bişileer oluyoooo

bazı insanlar bloglarına falan bir gün boyunca neler yaptıklarını yazıyorlar. uyanıyorlar, kahvaltı yapıyorlar, alışverişe gidiyorlar, çocuklarıyla bir şeyler yapıyorlar, ailece bir geziyorlar, sonra eve gelip evi toparlıyorlar, yemek yapıyorlar, akşam yemek yiyorlar, çamaşırları makineye atıyorlar, kitap okuyorlar, makineye attıkları çamaşırları asıyorlar, keyif kahvesi içiyorlar, bir müddet kendileriyle başbaşa kalıyorlar, sonra da (yani sonunda!) yatıyorlar!

bunca şeyi bir günde nasıl yapıyorlar?!

ya haftaiçi 12 saat dışardayım..akşam 19:30 - 20:00 arası bir yerlerde eve geliyorum ve arin uyuduktan sonra ben pert! ben yok! ben servis dışı!

tamam, yukardaki örnek haftasonundandı.

haftasonları da ennnnn geç 07:30 arin komutan "koğuş kalk!" emrini veriyor. kocca bazen kalkar, bazen uyumaya devam eder. kahvaltı falan derken sabah saatleri nasıl geçiyor vallahi anlamıyorum, ışık hızı var o saatlerde!

sonra ev temizliği. kocca çok yardım ediyor temizlik konusunda (kocca sen benim herşeyimsin şak şak şak!!) 2 -3 saatte bitiyor ama ben de bitiyorum. sonra biraz gezme tozma olursa akşama yemek yok demektir, gezme tozma olmazsa da akşama uyduruk bir yemek var demektir. al işte gitti benim gün, bitti!

ya da..sabah uyanır uyanmaz evden çıkıyoruz. bir yerlerde kahvaltı falan sonra biraz tur atma derken eve gelmemiz öğleni geçiyor. yine derle topla temizle akşam yemeği falan ama benim enerji sıfırlanmış oluyor eve geldiğimizde. e yine gün bitti....

sanırım ben çok çabuk yoruluyorum. sürekli yatay pozisyonda olasım var. temizlik yapsam yemek yok, yemek yapsam gezme yok, mümkün değil birkaç işi birden bir günde yapamıyorum. ay ne birkaç iş ayol, iki işi birden bile yapmak zor geliyor.

ya bildiğimiz tembelim (sanırım öyle!) ya da zamanı etkin kullanma konusunda çook büyük problemlerim var.

insanların bir güne sığdırdıklarını duydukça depresyona giriyorum resmen yahu!

bak şöyle söyleyeyim bilogcan, kaç haftadır bu haftasonu bir kek yapayım diyorum, ulan bildiğimiz kek, dr.oetker karışımını alcam süt yumurta koycam bitcek ama üşendiğimden yapamıyorum!

26 Ekim 2015 Pazartesi

düdük 2 yaşında!

Allah'ım daha ben elimde test şaşkın şaşkın baktığım sabahı hatırlıyorum, ne ara iki oldu bu çocuk?!

çok şükür sağlıkla büyüyor benim küçük adamım..

konuşma yok hala, taklit etmeye çalışıyor ama doğaçlama yaptığında pek anlamıyoruz ne dediğini :) boyu 93 cm olmuş, kilosu 15.300..kocaman bir çocuk oldu sanki..çok şükür bin şükür..

doğumgününü dışarda yaptık arinço'nun..ama adam kafenin kapısından girmedi, bütüüün gün dışarda dolaştı! o yüzden yine düzgün fotoğraflar yok..kısmet napalım..

çok kalabalıktı, ne çok seveni varmış yer cücesinin meğer..çok şükür :)

anlatacak pek bir şey yok..büyüyor..büyüdükçe ballanıyor..biz de büyüyoruz onunla..bakın iki olduk bile!

Allah uzun, sağlıklı, mutlu bir ömür versin oğluma..hayatta herşey gönlünce olsun..

arin, çok seviyorum seni balböceğim! güzel yavrum, dünyammmmm!!!!!!!! iyi ki doğdun! iyi benim oğlum olarak doğdun! sen varsın ya, bu dünya o yüzden çook güzel, bu dünya o yüzden cennet! ömrüm benim, küçük sevgilim! beraber uzun yıllarımız olsun ve ben hep sana olan aşkımdan, sevgimden kafayı yiyeyim yıllarca! :) canımsın benim, canımın taaa içisin, canımın ta kendisisin! çok çok çooook seviyorum seni!!!!
 

2 Ekim 2015 Cuma

emzirme haftası şenliklerle kutlanıyor!

yine bir emzirme haftasına geldik bilogcan. tüm yurtta ve dış temsilciliklerde anneler arasında şenliklerle kutlanıyor. beni pek ırgalamıyor artık zira emzirme defterini kapatmış bir anneyim.

farkındalık oluşması açısından böyle bir haftanın varlığı tabii ki güzel, gerçi herşeyin bir haftası var emzirmenin neden olmasın değil mi ama?!

yalnız haftayı kutlama biçimleri şahane!

gazete bir takım manken ve sosyetik ablaların fotoğraflarını gördüm, "onlar emzirdi siz de emzirin" diye de başlık atmışlar.

ne demek istemişler olabilir?

"bak, onların kocaları zengin, etrafları dolgun hatlı kadınlarla dolu ve onlar memelerinin göbeklerine kadar sarkma ihtimali olmasına rağmen yine de emzirdi, büyük risk! sen kim oluyorsun da orta direk halinle emzirmiyorsun?" mu demek istediler?

"bak, cumhuriyet tarihi boyunca alanında çok başarılı bir çok kadın var ama sen tuttun onlar yerine bu ablaları kendine rol model seçtin, bak onlar emzirmiş emzirmemek senin ne haddine?!" mi demek istediler?

"bak, bunların 7/24 yardımcıları var, çocuklarının boklu bezini bile çöpe kendileri atmıyorlar, doğumdan sonra da zaten bir anda aldıkları 45 kiloyu verebildiler yani insan değiller sen bu fani halinle onlar emzirirken emzirmemekten utanmıyor musun?" mu demek istediler?

ne salak bir reklam!

bir de meşhur soşıl selebriti annelerin etkinliği var. emzirme haftasını mama firmasının davetiyle kutladılar!

hoop gitti kafa!

mama firması lan! adamlar emzirme diye gözünün içine bakıyorlar sen onlarla bu haftayı kutluyorsun. valla kimin aklına geldiyse bu organizasyon tebrik ediyorum. :)

emzirmenin ilahlaştırılmasına karşıyım. bir tercihtir emzirme, bazen zorunlu bazen de keyfi ve kimse kimseyi emzirmediği ya da çok uzun emzirdiği için suçlayamaz. kimse kimsenin anneliğini bununla yargılayamaz.

şu an hamile olan ve bu konuda endişeleri olan kişilere tek diyeceğim;

arkadaşım sen şu an insan yapıyorsun. farkında mısın? dünyanın en güzel insanı içinde gün be gün büyüyor. varlığını öğrendiğin andan itibaren deli gibi fedakarlık yapmaya başladın zaten. en basiti miden senin sandığın yerde değil, iç organlarının yerinin değişmesini göze aldın karnında ona yer açmak için! emzirmek mi seni anne yapacak sanıyorsun? o senin rahmine tutunduğundan beri annesin sen. boşver süt gelir mi gelmez mi, dünyanın sonu değil. gelirse emzirirsin, gelirse ve emzirmek istemezsen de emzirmezsin, kimsenin buna karışmaya hakkı yok! kendi vücudunda bir insan büyütüyor olman zaten mucizenin ta kendisi. öperim göbeğinden!