Sayfalar

23 Temmuz 2014 Çarşamba

bilogır evi

oldum olası elalemin evini gözetlemeye bayılırım bilogcan..böle yolda yürürken ya da arabayla geçerken perdeler açıksa hele bir de akşamsa ve içerisi de aydınlıksa bayılırım bakmaya! sahilde sarı bi apartman var sor bak birinci kattaki dairenin salonunu ve mutfağını sana ayrıntılı anlatabilirim! rahatsızım evet!

ve tam da bu huyumdan ötürü perdelerim daima kapalıdır! neme lazım ya etraf benim gibi röntgencilerle doluysa?!  O_o

instagram isimli güzide uygulamamıza bayılıyorum..herkesin herşeyi parmaklarımın ucunda! şimdi biliyosun bilogcan insanlar orada evimin en sevdiğim köşesi, benim minnoş evim, evim evim güzel evim, ah ne de tatlış evim hashtaglarıyla paylaşımlar yapıyorlar..bayılıyorum o resimlere!

yalnız herkesin evi aynı! O_o

çoğu evde kişilik yok..yaşanmışlık bile yok..herkesin evi lake, herkesin evi beyaz, herkesin evi ferforje!

ayrıca herkesin evi temiz! çok pasaklıymışım lan hakkatten kocca haklıymış! milletin evi bal dök yala!

mesela mutfak dediğinin parlak dolapları, parlak mozaikleri olacak..ayrıca illa ki tezgahın bir köşesinde bir kara tahta olacak ve "bilmemkimin mutfağı" yazacak! bütün yemekler özellikle de kuplara yapılan tatlılar - yok yok pardon kuplar out, kavanozlara yapılan tatlılar - tercihen magnolia - bu kara tahtanın önünde fotoğraflanacak..tezgahsa daima boş ve temiz ve tabii ki parlak olacak..pehh üzerinde cif ve sarı bez olmayan tezgaha tezgah demem ben arkadaş!

sonra banyo..banyo genelde kahverengi ve bej tonlarında olacak..dolaplar tercihen beyaz..klozet duvara asılı duş muhakkak duşakabinli..lavabo etrafında kremler dizi dizi olacak..havlulukta bej, açık pembe ve açık kahverengi ve tonlarından oluşan en az üç havlu olacak ve o havlularda asla bir kullanım belirtisi olmayacak..mağazadan iki dakika önce alınmış gibi olacak..renkli mum ve sabunları da unutmayalım..banyo diil spa mübarek..lan bilogcan saçmalama vileda kovası ne arar bilogır banyosunda!

banyodan sonra yatak odasına geçiyoruz..yatak örtüsü şart azizim..şöle en janjanlısından ve tabii ki en açık renginden! yatak odası mobilyaları da beyaz ve pek tabii ki parlak! yatak başları ise bildiğimiz padişah tahtından bozma..inanıyorum ki bir bilogır evlenmeden önce yatak odası alırken ilk önce en büyük yatak başı hangisi diye soruyor! tuvalet masası ya da komodin ya da şifonyerin üstü asla karışık olamazz! hep bir düzen..bilumum kremler, mumlar ve süs püs eşyaları da burada başrolde..yatağın üzerine atılmış bi tişört mü?! oo yoo sen de iyice delirdin bilogcan olur mu hiç bilogır yatak odasında öyle bir manzara?!

gelelim çocuk odasına..gariptir ki bu odayı pek paylaşmıyor bilogırlar..sanırım daima dağınık olduğundan..ama bebe küçükse ve henüz odayı dağıtma potansiyeline sahip diilse "bebeğimin minnak odası" şeklinde paylaşımlar oluyor tabii..kızsa pembe ağırlıklı, erkekse mavi ağırlıklı pek görmedim genelde bej tonları..ama mobilyalar muhakkak açık renk ve parlak diil! çünkü bebeler için parlak mobilya yok piyasada görebildiğim kadarıyla..gardırobun kulpunda muhakkak bebenin en janjanlı kıyafeti tam takım asılı..odada yaşanmışlık yok çünkü bebe anne babanın yatak odasında gösterişli bir sepet beşik içinde yatmakta! off bilogcan bebek/çocuk odasında yerde oyuncak ne gezer?! hele ki bi bilogır çocuğuysa!

oturma odasına gelirsek..bu oda genelde pek büyük olmuyor..varsa az biraz renk bu odada..kırmızı ağırlıklı olabiliyor bu oda..bir tv, bir köşe koltuk bir de büyükçe bir orta sehpa tamam..bilogırın "less is more" felsefesini uygaladığı yegane oda! ve evet yaşanmışlık sıfır ve daima derli toplu! sehpa üzerinde gazete mi?! güldürme beni bilogcan!

bir de balkon var..küçük, büyük, orta fark etmez! o balkonda illa ki masa olacak arkadaş! kıçını döndürecek yer olmasın ama tercihen ahşap görünümlü bir masa olsun! masanın üzerinde renkli bir runner ve içinde renkli çiçek ya da fesleğen bulunan küçük bir saksı tercih sebebi..aa çamaşır mı asılmış?! onu da nerden çıkardın bilogcan?

antreye gelirsek..bi kere genelde ne giydim/evden çıkarken/selfie/özçekim bok püsür fotoğrafları bu alandaki aynadan çekildiğinden buraya ayrı bir itina gösterir bilogır..gardıroptan daha şık, parlak ve bir kısmı ya da bütün kapıları ayna olan sürgülü kapılı vestiyer..hele ki gömme dolapsa on numara beş yıldız! yerde açık renk - pembe olabilir - tüylü ve küçük bir paspas/halı..karolar en parlağından beyaz veya krem..yerde büyük bir vazo içinde yapma çiçekler ve varsa bir iki parça büyük ferforje objeler..ortalıkta ayakkabı falan yok, saçmalama bilogcan!

vee assolistimiz salon! the salloon! bi kere salon büyük olacak..parkeler pırıl pırıl parlayacak..mobilyalar ve koltuklar tercihen açık renk..perdeler hacimli..tül perde biraz avam kaçabilir o nedenle stor ve en hacimlisinden ve gösterişlisinden bir fon perde iş görür..genelde bej tonları..english home'dan alınmış ferforje bir kafes ya da bisiklet varsa tadından yenmez..masalar kocaman ve tabii sandalyeler de..orta sehpa hakikaten ortada ve koltukların hepsine eşit mesafede uzaklıkta..ve salon o kadar koccccaaaman kiii orta sehpa adeta bir zigon kalıyor! tv'nin arkasındaki duvar tercihen taş döşeme ya da taş döşeme görünümlü duvar kağıdı..yemek masasının bulunduğu alandaki duvarlar da alelade düz bir boya diil duvar kağıdı ya da ayna kaplı..avizeler gayet gösterişli..koltukların bulunduğu kısımda abajur ya da lambader de muhakkak var..ikea'nın çiçekli pembe mumlukları aralara serpiştirilmiş..yine ikea'dan alınan beyaz janjanlı çerçeveler duvarlarda boş ya da resimli olarak yerlerini almış..mobilyalar özellikle de yemek masası lake..

bu postu yazmamda emeği geçen english home'a, ikea'ya, birbirinin aynı bilogır evlerine ve onların her gün gelen temizlikçilerine ve evi asla dağıtmayan çocuklarına ve kocalarına teşekkürü bir borç bilirim..

17 Temmuz 2014 Perşembe

şükür..

ben lohusayken haberlerde sürekli bi bebeğin haberi vardı..annesi iki aylık bebeği evde yalnız bırakıp tatile gitmiş, yavurcak da....sonra ayaz bebeğin haberi vardı..hani daha kırkında soğuktan......sonra bir babanın haberi vardı, oğlunu çuvalda taşımak zorunda kalan..sonra elfony'nin ördeğinin haberini aldık..

mayıs ayında kanserden kuzenimi kaybettik..son bir kaç gününü hastanede geçirdi..çocuk onkolojisi katındaydı..kuzenim çocuk değildi, koskoca kadındı ancak oraya yatırmışlardı işte..o kadar çok çocuk vardı ki..o kadar çok umut vardı ki o katta..

ödüm kopuyo benim..bazen bu korkuyu o kadar yoğun yaşıyorum ki, gözlerim kararıyor, midem bulanıyor, nefesim kesiliyor..

çocuğum ile ilgili hiçbir şey için "off" demek istemiyorum..sanırım demedim de şimdiye kadar..

allah baba yavrumun eksikliğini, yokluğunu göstermesin..kimsenin yavrusunun göstermesin..

neden böyle bir yazı yazdım bilmiyorum..bir an aklıma geldi..şükredecek ne çok şeyimiz var..

kendime bir söz verdim..çocuğumla ilgili hiçbir şey için "off" demeyeceğim..unutmayayım bu sözümü diye yazdım belki de..

amaaan halbuki gayet geyik yapmak için açmıştım seni bugün bilogcan!

9 Temmuz 2014 Çarşamba

8. ay

aslında cuma 9. ay..yine geç kaldım yazmak için..

kilo: 9220 gr.
boy: 71 cm.

yedikleri çeşitlendi iyice..balık yiyebiliyor (henüz yediremedik ama yiyebilir yani O_o) makarna eklendi menüsüne..

bi yerden destek alarak ayakta durabiliyor..hem de sallanmıyor..gayet sağlam basıyo valla yere! ^.^

azıcık da olsa sıralıyor ^.^

diş halaaa yok!

uyku aynen devam.. (şükürler olsun!)

sürekli oyun oynamak istiyor ^.^

anne sütü devam.. (şükürler olsun!)

iştahı gayet iyi :) (maşallah!)

sokağa çıkmayı çok seviyor..artık çıkar çıkmaz uyumuyor hemen, etrafı izliyor ^.^

konuşur gibi sesler çıkarmaya devam ediyor :)

"baba" diyor! besle büyüt danayı tanımasın anayı!!!!!! O_o

5 temmuz günü babası saçlarının önünü kırptı..ilk saç traşı sayılır dimi bu?!

suyu çok seviyo..ananesi ve dedesi şişme havuz aldılar..içine su ve toplar dolduruyoruz bayılıyo onda oynamaya! ^.^

çok güleryüzlü (şükürler olsun!)

çok hareketli ^.^

sağlıklı (binlerce şükür!)

aa bi de poz veriyo artık! ^.^

haa bi de iyiden iyiye sarılıyo boynumuza!!!!!! ^.^

çokseviyorumçok! <3



2 Temmuz 2014 Çarşamba

sinmiyor içime oğlum..

ah oğlum..canım oğlum..

hep neşeli şeyler yazasım var aslında buraya..hani bir gün okursun diye..ama yine aynı sebepten kötü şeyleri de yazasım var..

ama karar veremiyorum..benim iyim ve kötüm ileride senin de iyin ve kötün olur mu ki? seni biz yetiştireceğiz, düşüncelerimizin birbirinden çok da uzağa düşmeyeceğini sanıyorum..

cumhurbaşkanlığı seçimleri var oğlum bu yaz..ilk defa halk seçecek..biz seçeceğiz mi demeliydim? ben kendimi halk gibi hissetmiyorum ki uzun süredir..zira benim isteklerimi ipleyen yok! ya da şöyle diyeyim; biz "halk"ız ama bir de "ümmet" var..ve asıl seçimi onlar yapıyorlar!

kafan karıştı dimi? büyüyünce böyle bir fark kalmaz umarım oğlum..

sinmiyor içime oğlum..ne oy vermem için bana dayatılan aday içime siniyor ne de kazanacağından emin olduğum adayın o koltuğa, atatürk'ün oturduğu o koltuğa oturacak olması içime siniyor!

ben bu ülke boka battıkça hep niye burada doğduğumu sorgular oldum..oysa ben "halk"a inanırdım..görmüş geçirmiş bir milletin torunları olduğumuzu düşünürdüm..ama sorgular oldum işte..ödüm kopuyor sen de sorgulayacaksın diye..

bugün 2 temmuz oğlum..yine bir katliamın yıl dönümü..içim yanıyor..

oğlum, o katliamı gerçekleştirenler yapıyor asıl seçimi..o katliamı gerçekleştirenler seçilecek yine..

vicdanlı, sağduyulu ve en önemlisi iyi kalpli bir insan ol oğlum!

"halk"a güvenimi, inancımı kaybettim ama çocuklarımıza güvenmek, inanmak istiyorum..

allah'ım seni daima korusun..

#unutmadımaklimda

1 Temmuz 2014 Salı

sanırım içimdeyken daha iyiydi..her yerde beraberdik..pek kıymetini bilememişim meğer!

biz arin'i öğrendiğimizde çok şaşırmıştık..beklemiyorduk..hazırlıksızdık..

çok korkmuştum ben..naparım nası bakarım? olur mu olmaz mı?!

doktora ilk gittiğimizde kesenin içinde görünmüyordu..o kadar da erken fark etmişiz aslında..doktor evet kese var ama henüz çok erken bebek görünmüyo dediğinde ne kadar üzülmüştüm..ya yoksa?! ya boş gebelikse?! o zaman anlamıştım ben bu bebeği çok istiyodum çok! düşündüğümden daha da çok..

sonra o küçücük kesenin içinde arin belirdi..bezelye tanesi kadar..küçücük..çok çok ufak..o bezelye tanesi tutundu oraya..bırakmadı..haftalar boyu büyüdü..şaşırttı..şükrettirdi..düşünsene bilogcan hepimizi o kadarcıkmışız ama ne hallere geliyoruz! mucize diil de ne bu?!

kıpırdamaya başladı bi zaman sonra..onyüzmilyonbin baloncuk yutmuş gibiydim! başlarda tabii..sonra sağlam tekmeler, sağ ve sol kroşeler yedim! kaburgalarımın dili olsa da konuşsa! ^.^

ben arin'i hep doğurmak istedim..sorumluluğu babasıyla paylaşmak istedim..sorumluluk sadece bendeyken hep korktum bişi olursa diye..bi de mahsülü görmek istedim tabii! ^.^

geçen yılın nerdeyse tamamını hamile geçirdim..şimdi düşünüyorum da nası mucizevi bi dönemmiş..nası güzelmiş..böyle oğlumla bir bedende ten tene, can cana..

sezaryen olduğu için bazı anneler aksini iddia etse de ben arin'i "doğurdum"..içimde gün be gün büyüttüm onu çok büyüttüm hatta! ^.^ zamanı gelince de doğurdum..dünyaya getirdim..daha karnımdan çıkmadan martı çığlığını duydum..yanağı yanağıma deyince sustu o martı..oğlumun yanağı yanağımda, babasının eli elimde..

dedim ki kendi kendime "bu aşksa babasına duyduğum ne?! babasına duyduğum aşksa bu ne?!" çok daha ulvi, çok daha mucizevi, çok daha derin bi duygu arin'e hissettiğim..başka türlü bişi..sanırım henüz bi ismi yok bu duygunun.."annelik" diyoruz kısaca ama tarifi yok.. benzersiz..

hani daha önce demiştim ya sana bilogcan ben emzirmeyi sevmedim diye..vallahi yalanmış..çok sevdim ben emzirmeyi..arin kafasını kaldırıp boncuk boncuk bakıyo ya, emerken uyuyo ya, ben o anlarda onu deli gibi öpüyorum, seyrediyorum ya..ödüm kopuyo emmeyi bırakırsa diye!

nası anlatılır bilmiyorum bütün bunlar..çok seviyorum..eminim "çok" hiçbir zaman kendini bu kadar yetersiz hissetmemişti..böyle delicesine, manyakcasına bi sevgi..

ben şimdi bunları neden mi anlattım bilogcan? sıpamı özledim..sanırım içimdeyken daha iyiydi..her yerde beraberdik..pek kıymetini bilememişim meğer!