Sayfalar

30 Aralık 2016 Cuma

muhasebe


2016'nın bir muhasebesini yapayım dedim, ı-ıh olmadı. o kadar çok acı var ki 2016'da mutluluklarımı anlatasım gelmedi, mutsuzluklarımı da sıralayıp iyice darlanasım da yok...


neyse bitiyor...


2017 şanslı bir yıl olsun hepimiz için. sağlıklı, mutlu, huzurlu, barış dolu bir yıl olsun. inşallah...


geçen sene yeni yıla girerken arin uyuyordu, babasıyla gidip öpüp koklaşmıştık tam onikide...bu yıl da uyur diye umuyorum...2016 ile ilgili en canlı anım, mutluluğum o andı...


bir tek bunun muhasebesini yapabiliyorum...


geçen sene arin beşiğinde uyuyordu biz onu öptüğümüzde, bu sene ise tek kişilik yatağında, yanında parmaklıkları olmayan yatağında uyuyor olacak biz onu öpüp koklarken...


oğlum büyüyor. sağlıkla, huzurla, mutlulukla büyüsün...hepimizin çocukları güzel yıllarda sağlıkla büyüsün...


benim başka bir dileğim yok...


iyi seneler hepimize...

13 Aralık 2016 Salı

yeter....

epey olmuş yazmayalı. pek de bir şey yok anlatılacak. arin iyi, canparçam çok tatlı ve gitgide ballaşıyor...çok şükür...


çocuk zor iş derler. sorumluluğu, okulu, yemesi, içmesi, giymesi zor derler..hem maddi hem manevi...


bu coğrafyada anneysen, çocuk işi daha da zorlaşıyor. bilinmezlik, terör korkusu, yanıbaşındaki savaş...bambaşka gözlerle bakmaya başladık dünyaya, farkında mısınız? yaşamıyoruz, sadece hayatta kalıyoruz bir süredir. nasıl koruyacağım, nasıl korunacağım düşünceleri bizi boğuyor. psikolog değilim, verecek bir çözümüm yok. önceden, karar vermiştim, sadece kendi küçük dünyam ile ilgilenecektim. arin iyiyse, babası iyiyse, ailelerimiz iyiyse, arkadaşlarım iyiyse problem yok demektir, diyordum. ilk tokat havaalanı saldırısıyla arkadaşlar cephesinden geldi. hep tanımadıklarımızın başına geldiğini sandığımız patlamalarda bu sefer tanıdıklarım öldü, olayın ortasında kaldı, kılpayı kurtuldu. fark ettim ki çember daralıyor. korku büyüyor.


önlemler düşünmeye başlıyorsun...kalabalığa girme, evden, mahallenden çıkma, gezme, güvenilir bulduğun ortamlarda bulun, kalabalığa girme, kalabalığa gitme, kalabalıktan uzak dur, kapat kendini, kilitle, yaşama, KALABALIKTAN UZAK DUR! tek önlem bu. ilk akla gelen, ilk güvenli gelen...tek önlem izole yaşamak.


yapmayın diyorlar, onların istedikleri de bu diyorlar. benim canımdan öte canım var, nasıl yapmam?! sadece kendimden sorumlu olsam çıkarım ama benim bir emanetim var, ona kıyamam...alamam o riski...


arin doğunca babasıyla aynı takımı tutsun, beraber maça giderler oh takılırım ben de bir akşam demiştim. şimdi nasıl göndereyim? babası nasıl alsın götürsün maça? neye güvenerek?


çocuğumla beraber gezeriz derdim. kadıköy'ü çok severim ben, arin ile en son doktoruna gittik 3 yaş kontrolüne, gezmeden döndük. çünkü kalabalık...korkutucu, tekinsiz...


topkapı sarayının bahçesinin manzarası çok güzeldir. dünyada gözlerinizle görebileceğiniz en güzel manzaralardan biridir. içinizi açar. saray da güzeldir, sonradan yapılma özenti saraylara benzemez, tarih yatar orada. saraydan çıkınca sultanahmet meydanı da çok güzeldir, yerebatan sarnıcı büyülüdür, sirkeciye kadar o yolda yürümek zevklidir, sirkeci garı da çok zarif bir mimariye sahiptir. götüremem ki arin'i. güvenli değil oralar...nasıl riske atayım...


dolmabahçe sarayına götürmek isterim, atamızın son ikametgahı... paşamızın son nefesini verdiği yatağın karşısındaki dört mevsim tablosunu göstermek isterim, ne güzeldir o tablo...götüremem, korkarım ben oralardan...


taksime gidelim isterim. beyoğlu eski beyoğlu olmasa da bir tur atalım, çikolatasından yiyelim. tünele binelim, dünyanın ilk metro hatlarından diye anlatayım arin'e, galata'ya gidelim. kuleye çıkıp hazerfen'i anlatayım, insan inandı mı neler neler başarır, somut bir şekilde görsün isterim. sonra kulenin dibindeki kahveye oturalım, ben kahvemi içerken ona bir meyvesuyu söyleyeyim, inanamasın hazerfen'in uçtuğuna ve ben tekrar tekrar anlatayım isterim. sonra gezi parkı'na götüreyim isterim. yakın tarihimizin ve kendi kişisel tarihimin en büyük inanç, umut hikayesini anlatayım. kestirtmediğimiz ağaçlara sarılalım, manzarayı seyredelim, elimize birer simit alalım kuşlarla beraber yiyelim, kuşlar gibi özgür olmayı anlatayım isterim. götüremem, istiklal'de patlama ortasında kalan puseti gördükten sonra, götüremem...


gencecik evlatların canlarını alıyorlar, benim annelik hayallerimi almışlar çok mu? çalın hayallerimizi, umutlarımızı yerine kendi hırslarınızı koyun! alın hepsi sizin olsun! ne olmak istiyorsanız olun! ama artık tek bir evladımızın bile saçının teline dahi dokunmayın! alın saray da sizin olsun saltanat da sizin olsun! bize evlatlarımızı bağışlayın! yeter!