Sayfalar

30 Aralık 2015 Çarşamba

yeni yıl

inan bilogcan 2015 ile ilgili çok net şeyler hatırlamıyorum. şu oldu çok sevindim dediğim bir şey yok. ama üzüldüklerimi hatırlıyorum. pek sevmedim ben 2015'i. gelen yıl gideni aratmasın aman..

aslında arin doğduğundan beri hiç bir yıla haksızlık edesim yok. onun sağlıkla, mutlulukla, babasıyla benim koynumda büyüdüğü her yıl güzel. Allah uzun etsin bu yılları inşallah..

her sene dilek listesi yaparım aslında ama bu sene yapmadım. hatta evi bile süslemedim.

ailem ve sevdiğim herkes için huzur, mutluluk ve sağlık diliyorum. eksiltmesin yeni yıl bizleri ne manen ne madden..mutlu olalım.

ilk defa sanırım bu sene kendim için somut bir dileğim var. daha iyi bir insan olmak istiyorum ben yeni yılda. ne bileyim mesela camın kenarına kuşlar için ekmek kırıntıları koymayı unutmayayım istiyorum, arin çiçekleri yaprakları çekerken "annecim canlı o bak canı acır belki cici yap" diyorum ya, daha çok toprakla uğraşayım can vereyim doğaya istiyorum, insanlara özellikle de çocuklara elim gücüm yettiğince yardım edeyim istiyorum, madden olmasa da, yetişemesem de daha çok dua edeyim, manen yanında olayım ihtiyacı olanların istiyorum.

güzel bir yıl olsun hepimiz için inşallah..çok sevelim çok sevilelim, elimizin yettiği her yere herkese ulaşabilelim. insan olduğumuzu unutmayalım, dünyadaki tek canlı olduğumuzu sanmayalım. mutlu olalım, huzurlu olalım. sağlık olsun en çok da, o varsa gerisi dert değil, hallolur.

çook mutlu yıllar her birinize! :*

24 Aralık 2015 Perşembe

insanız çünkü..

sizin elinize hiç küçücük bir bebek verdiler mi?

"bak bu o işte, az önce içinde kıpırdanan bebek bu! senin bebeğin!" dediler mi?

ya da, "bak aylardır beklediğin, yüreğinde büyüttüğün bebek bu, senin bebeğin!" dediler mi?

siz hiç kendi sütünüzle ya da mamayla falan bir bebek beslediniz mi?

hiç kendinize emanet edilmiş bir canınız oldu mu kendinizinkinden başka?

vazgeçtiniz mi kendinizden?

kalan ömrüm de onun olsun. bütün kötülükler benim olsun, o sadece iyiliklerle karşılaşsın dediğiniz biri oldu mu?

birinin bir gülüşüyle kendinizden geçtiniz mi?

birinin ağlaması size çaresizliği en dibinde yaşattı mı?

hiç bu kadar çok nasıl sevebildiğinizi düşündünüz mü?

isim bulamadığınız bir duygu oldu mu hayatınızda?

bacak kadar boyuyla sizi süper kahraman gibi hissettiren biri oldu mu hiç?

benim oldu çok şükür var hayatımda böyle biri. beni benden alan, tüm bencilliklerimi süpüren, sevgisiyle mest eden, aslında ne kadar sevgi dolu olduğumu fark ettiren, daha iyi bir insan olmak için çabalamamı sağlayan biri var hayatımda. arinim, canım, oğlum, ömrüm iyi ki var, Allah'ım ayırmasın beni ondan.

eğer sizin de hayatınızda varsa böyle biri şu son bir kaç gündür gündemdeki haberler sizi de yakmıştır. bir video izlemişsinizdir bu aralar "kızımı vurdular" diye bağıran o anne yakmıştır içinizi. mutlu fotoğraflar görme umuduyla açtığınız sosyal medya hesabınızdaki o kapkara fotoğrafın altında yazan "melek oldu kızım" yazısı dağlamıştır yüreğinizi. insanız çünkü, çok sevdiklerimiz var bizim ve onlar hayatımıza girdiğinden beri bütün bebekleri çok seviyoruzdur, insanız çünkü, kocaman bizim kalplerimiz, anneyiz ya bütün çocukların sevgisini o kalplere sığdırabiliyoruz biz.

bir video daha var, izlemediyseniz izlemeyin sakın. o videodaki kadın insan değilmiş, onun hayatında onu seven olmamış hiç. o da kimseyi kendinden vazgeçercesine sevmemiş. kalbi var belki evet ama sadece kan pompalamaya yarıyormuş o kalp asla bir yürek olamamış. günah nedir öğrenememiş. acıma nedir bilmemiş. insan değilmiş..insana dair hiçbir şey yok o kadında! 46 yıl vermişler ama umarım tek bir gün yüzü görmeden siktir olup gider bu dünyadan!

22 Aralık 2015 Salı

defolup gider misin lütfen 2015?

geçen sene 31 aralık günü şirkete geldiğimde şirketten çok sevdiğim bir arkadaşımın babasını kaybettiğini öğrenmiştim. apar topar cenazeye gittik. ağır bir hava, zaten buz gibi. o ağır havayla karşıladım yeni yılı. sanırım yeni yıla nasıl girersen öyle geçer dedikleri şey doğru, boktan bir yıl oldu 2015.

düşünüyorum da 2015'de şu oldu çok mutlu oldum dediğim bir an yok. hatta baya baya hatırlamıyorum koca senede neler olmuş?! hafızamda bile kalmaya kaydadeğer bir şey olmamış demek ki...

dün de bir bebeciğin melek olduğunu öğrendim, içim yandı. Allah annesine, ailesine sabır versin, nur içinde uyusun.

hadi artık git 2015. ben bu sene yılbaşında yeni yılı değil, senin gidişini kutluyor olacağım. yeni gelen yıl, gideni aratmasın aman diyeyim.

2016'dan hiç bir beklentim yok. Allah sevdiklerimi yanımda tutsun yeter. oğluma canıma uzun ömür versin, sağlık versin, mutluluk versin yeter. geri kalan hallolur, elimiz ayağımız tutuyor çok şükür.

sene sonuna kadar bir daha yazamazsam eğer, senin de yeni yılın kutlu olsun bilogcan. bunu okuyan her kim varsa şu an, 2016 o kadar güzel bir yıl olsun ki, seneye bu günlerde "vay be ne harika bir yıldı!" diyelim. inşallah....

18 Aralık 2015 Cuma

mu ne?*

- mu ne?
+  ay bu neee diyo gördün müğğğğğğğ??? ay bi daha de arin!!!!! ay aşkım duydun muuuuuğğğğ? <3

- mu ne?
+ oyyy kurban olayım o dillere! araba yavrucum o araba..

- mu ne?
+ anneeem dillerini yiyiimm! kapı bebeğimmmm benim nası da güzel konuşuyooo! duydunuz muuğğ?!

- mu ne?
+ tabak tatlım..

- mu ne?
+ çatal arincim..

- mu ne?
+ yoğurt oğlum..

- mu ne?
+ saç.

- mu ne?
+ burun.

- mu ne?
+ kalem

- mu ne?
+ göbek.

- mu ne?
+ eşşeeğin z....öhöööm..defter çocuğum!

mu ne ooolum! mu nee! valla "neden" kısmına geçtiğimizde huni takacam!!!!

*mu ne = bu ne?

yalnız arinkuşum o kadar tatlı soruyosun ki aslında mu ne? diye :)

15 Aralık 2015 Salı

ulan iki yaş sendromu!

bir süredir arinço'nun akranlarının yaşadığı 2 yaş krizlerini dinliyorum/görüyorum. "aa bizde yok bu durumlar, arin'in davranışları normal. çocuk bu zaten tutturacak" falan diyordum. kontrol altında durum falan diye düşünüyordum.

ama bir gün arinkuşumla dışarı çıktık ve ben iki yaş krizi neymiş öğrendim!

böyle serin ama güzel bir gündü. arin bütün gün evdeydi ve azıcık hava alalım, parka uğrayalım, bir de marketten alacaklarımızı alalım dedim tuttum canavarımın elinden çıktım.

parka kadar elimi tutmaya devam etti. parkta bıraktı. buraya kadar tamam zaten. ama Allah'ım parkta bir koşturmacalar, kaydırağın tepesine çıkıp oturmadan kaymacalar.....ay ben hala "çocuk canım olcak o kadar" modundayım. evden çıkarken polyanna mı öptü beni naaptıysa artık?!

parkta hatırı sayılır bir süre geçirdikten sonra (hatırı sayılır süre ne dersen bilgocan, annenin artık "ehhyetterrebe" dediği süreye denk gelir) çıkalım dedim. polyanna'nın öpücüğü beni çok etkilemiş olacak ki "arin hadi gidiyoz oğlum" dediğimde arin de peşimden tıpış tıpış gelcek, elimi tutacak ve huşu içinde markete gitcez sandım.

polyanna'nın bu kazığını asla unutmicam! yazdım kızım bi kenara!

elimi tutmadı. zar zor parkın dışına çıktık. direndi direndi direndiiii..ve en sonunda şak diye yere oturdu! kalakaldım. "ulan eşşooolusu 32 yaşında kadınım ben oyuncak mı olcam elinde!" dedim ve ben de yere karşısına oturdum! parkın yanında camii var ve o gün de mevlüt varmış, Allahım o amcaların, teyzelerin bize bakışları! "kın kın kın" diye kınadılar resmen! neyse, oturdum "lanoolum derdin ne?" dedim. "hıgılbıgıltıgıl" anlattı bişiler. "evet yavrucum anlıyorum seni ama baba evde bekliyor, aç biiilaç, markete gitmemiz yemek yapmamız lazım" dedim. azcık sakinleşti, kalktı ve benimle aynı yönde yürümeye başladı. heh dedim şükür, bitti.

markete geldik. ordan oraya koşturdu, dolap kapaklarını açtı "koko koko" diye kolaları kaldırmaya çalıştı (evde kola içmeye son vermeliyiz sanırım o_O) bunlar zaten klasik arin davranışları. küçük mahalle marketi olduğundan ve onunla ilgilenmeye hevesli bir sürü abi ve ablalar olduğundan bir miktar rahat yapmış olabilirim alışverişimi hatta. kasada ödemeyi de yaptım ve polyanna'nın öpücüğünü hatırladım, "arin gel oğlum çıkıyoruz" diye seslendim. gelmedi! gel gelmem gel gelmem muhabbetimize dayanamayan kasadaki çocuk gitti, kucakladı ve getirdi. ve arin nasıl sakin kucağında, nasıl mutlu. ay dedim atlattık çok şükür! ve marketten dışarı çıktık. sonrası aşağıdaki fotoğraf işte!

14 Aralık 2015 Pazartesi

nostaljik pazartesi :)

bilogcan ayşe yeni bir olay başlattı. nostaljik pazartesi..yani her pazartesi eski yazılarımızdan birini paylaşacağız. bir nevi ig'deki #tbt.

nasıl paylaşacağımı tam olarak bilmiyorum o yüzden direkt kopyalıyorum :)

aşağıdaki yazıyı sana 21 şubat 2013 günü yazmışım..arin karnımdaymış ve ben bilmiyormuşum, erken uyumalarım/sızmalarım bundanmış :) ulan bi de bildiğin o iğrenç mısırdan aşermişim!!



bi of çeksem karşıki dağlara bi bok olmaz!

off be bilogcan fena darlandım..çok uykum var..böle mal mal bakıyorum etrafa..

dün tavuk gibi erkenden uyumuşum yine koltukta..muhteşem yüzyılı da izleyemedim :( haticemin halini hiç iyi görmüyorum, ne oldu ki acaba?!

şöle sağlam bi tatile çıksak..yesek yatsak, içsek yatsak..evet hep yatsak..

canım mısır istiyo hem de o dışarda soslu satılanlardan..ulan ben ondan nefret ederim halbuki!

annemleri özledim..bi haftadır falan görmüyorum..

bilogcan biliyo musun koccam bana evlenme teklifi etmedi..yani askerdeyken tuvalette benimle gizli gizli konuşurken "dönünce annenlere söyle de yapalım bu yaz bişiler" dedi..onu da evlenme teklifi sanıyor! amaan napalım dert mi bu da?! içses: dert tabii ya lan!

karnım çok acıktı!

bu hafta sanki çabuk geçti..baksana perşembe oldu bile..

havalar düzelse ya artık..

ama dün farkettim ki ben işten çıktığımda artık zifiri karanlık olmuyo..saat 6dan sonra hava kararıyo! yeay!

of valla fena darlandım! hade bye!