Sayfalar

25 Şubat 2016 Perşembe

ses kayıt cihazı

ohoo epey olmuş yazmayalı bilogcan..


nerden başlasak?!


arin baya baya konuşmaya başladı. ses kayıt cihazı gibi her lafı taklit ediyor. mesela benim sayemde çok güzel "ohaa" ve ".iktir" diyordu geçenlerde, neyse ki unuttu! evet, aynı zamanda balık hafızalı :)


yanında konuşurken oldukça dikkat etmeye çalışıyoruz çünkü cidden hemen kapıyor. bazılarını çok düzgün bazılarını ise kendine özgü bir dilde söylüyor. mesela yukarıda bahsettiğim iki küfürü çok düzgün söylerken "göbek"e "gögek" diyebiliyor :)


salonun ışığını açıp kapatıyor, "akııııç" "kapalı"


şişeleri kapıp getiriyor, "içiiiiym?"


kapaklı birşeyler buluyor, "açıyyym?"


yüksek bi yerlere oturmak istiyor, "otturttuy"


yemek bitiyor, "doooydum!"


topları görüyor, "pooot!"


beni görüyor, "aşııııaaaak!" <3


çok tatlı oldu len konuştukça, iyice ballandı :)


üç gündür eve geldiğimde boyunun eriştiği bir yerime (bacağım, göbeğim falan) muck diye bi sesle dudaklarını değdiriyordu. öptü mü öpmedi mi anlayamıyordum, sonra kucağıma alınca muck diye burnumu öptü! hemen babasına koştum "öpüyooo yaa vallahi öpüyooo öptü beniii!" diye çığırdım, tabii şahit olmadığı için inanmadı. sonra dün akşam yine eve gelince bacağımı öptü, "bak vallahi öpüyo bu çocuk, öğrendi" dedim. aras da kucağına aldı "öp oğlum babayı" dedi şak diye öptü babasının yanağından. şimdi aras ilk onu öptüğünü iddia ediyor, ben de ilk beni :)


çocuk büyütmek ne garip. yıllardır konuşuyoruz, öpüyoruz mesela artık bunları kanıksamışızdır diye düşünüyoruz ama hala bir insanın bütün bunları ilk defa yapışına şaşırıyoruz, seviniyoruz. aslında hayatımız boyunca yaptığımız her şey, geçtiğimiz her aşama ne kadar önemliymiş bilogcan, insan çocuğu başardıkça, yaptıkça anlıyor...

11 Şubat 2016 Perşembe

birdenbire

arincim canım..


bu aralar neden bu kadar koşturmaca halinde olduğumuzu ve neden bazı günler uzun süre ayrı kaldığımızı merak ediyorsundur. açıklayayım bebeğim..


geçen cuma günü birdenbire sadık dedeni kaybettik. aniden..sen daha çok küçüksün anlatsak anlar mısın bilmiyorum ama sanırım anlatmamamız en doğrusu şu an..ya da bilmiyorum..yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunun farkındasın ama aslında..


büyüyünce ölüm ile ilgili sorular sormaya başlayacaksın her çocuk gibi. ölenlere ne olur diye merak edeceksin. bir yerde sanırım bir blogda okumuştum; ölenler güzel anılara dönüşüyorlar oğlum..deden de bizlere güzel anılar bıraktı ve gitti..


çok fazla hatırlamayacağına üzülüyorum..onlara gittiğimize beraber tur atmaya çıkardınız bazen, bir de birlikte resim yapardınız, sen boyardın o yanında otururdu..bizim geleceğimiz zaman balık tutmaya giderdi, sen taze boğaz balıklarını deden sayesinde yedin oğlum..


hatırlamayacaksın, biz anlatacağız, öğreneceksin..


seni çok severdi, sana çok düşkündü, sen de onu çok severdin..bil oğlum..


Allah sana uzun, sağlıklı ve mutlu bir ömür versin kuzumm..

5 Şubat 2016 Cuma

aklımı tutamadım kafatasımdan uçtu uçtu!

gün geçmiyor ki evimizin henüz boyu bir metreyi geçmemiş sakini benim aklımı başımdan almasın!


hee, arin'den bahsederken dünyanın en uzun zincirleme isim tamlamasını kurdum :)


arinovski sabahları yeni bir huy edindi. sabah altı gibi uyanıyor, yatağından inip bizim yatağımıza geliyor ve yaklaşık bir saat kadar da bizimle uyuyor  (kalpkalpkalp)


ben yatağından her inişini parkenin çıtırdaması sebebiyle duyuyordum ancak bu sabah duymamışım. bir uyandım, ballı böreğim gelmiş yatağın yanına, benim elimi tutmuş cici cicii diye seviyor! ay bayılaaazaaam aklıma geldikçe!!!!! (kalpkalponmilyonyüzkerekalp)


şimdi anne olanlar erimiştir zaten ama anne olmayıp da bunu okuyan varsa şöyle tasvir edeyim nası bişi olduğunu:


hani sevgiliniz, içindeki romantik ölmeden önce sizi öpe koklaya uyandırırdı ya sizin de içinizde kelebekler meksika dalgası yapardı hani, heh işte yavrucuklarım o hissi onbişnbeşyüzmilyonsekizonaltımilyarkattrilyon ile falan çarpın yine de aynı hissi yakalayamazsınız, öyyyyle de muhteşem! :)


ya nası seviyorum belli değil! <3