Sayfalar

13 Şubat 2018 Salı

eski yazılarımı okuyorum çünkü manyağım! yapacak bir sürü işim var ama motive olamıyorum..


şu yazıma denk geldim ve arin'e bir şey söyleyesim var.


arin,


biz o parkı vermedik oğlum! hala duruyor! etrafı değişti, etrafını kaptırdık..ama park bizim! ağaçlar bizim! biz o yaz tarih yazdık oğlum!


"sen ileride o parktaki ağaçlar sökülmesin diye nöbet tutanlar olduğunu duyunca inanamayacaksın" demişim..valla ben de inanamıyorum düşününce..arin, bir düşünsene oğlum ya bu ülkede ağaçları korur olduk biz, sökülmesin diye nöbet tutar olduk başlarında..gülüyorum şu an bunu yazarken, sinirden..


"sen doğunca o ağaçlar olmayacak..biz senin elinden tutup seni taksim'e götürdüğümüzde sen orada koskocaman bi avm göreceksin.." demişim..vermedik oğlum biz parkı! avm falan da yok! kışla yapcaz dediler sonra zaten, yapamadılar onu da..park bizim.


direndik be arin çok direndik..ha ne değişti dersen, her şey aynı, hatta daha da kötüye gidiyor..öyle boka batmış vaziyette ki memleket nasıl düzelir bilemiyorum artık..düzelir mi? pek umudum yok..


bir yanım, parkı vermediğimiz gibi ülkeyi de vermeyiz diyor; bir yanım, ülke çoktan gitti diyor..


sen, ağaçlar sökülmesin diye nöbet tutanlardan ol oğlum..

7 Şubat 2018 Çarşamba

mucize

hani bir oyun var ya, kartları ters çevirip koyuyorsun sonra aynılarını bulmaya çalışyorsun..heh işte "aynısını bulmaca" oynuyoruz bu aralar arin ile. çok seviyor ve hepimizi yeniyor :) dün yine oynadık. bitince "dur sayacaz" dedi. ben saydım sonra o saymaya başladı ve fark ettim ki benim oğlum baya baya sayıyor :)


ben arin'i öğrendiğimde şok geçirdim. her kontrolde doktor oluşan yeni bir uzvunu gösterdi, şaşırdım. doğsun da neye benziyor görelim artık diye sabırsızlandım. emzirirken öyle tatlı olurdu ki, o kadar masum dururdu ki "Allah'ım bana bu hallerini unutturma" diye dualar ettim hep. "çabuk büyüyor bu günlerin kıymetini bil" dediler, bir öptüysem bin öptüm, bir sardıysam bin sardım. ağladı, mızırdandı, keyifsizleşti. diş dedik, gaz dedik..tahmin tahmin.."ah" dedim "konuşsa da derdini söylese"..


büyüdü. derdini söylüyor, memnuniyetini söylüyor. mutluyum diyor, küsüyor, şakalaşıyor, daha dün mama sandalyesinde püreler yedirdiğim bebek bize yemekte eşlik ediyor..


ultrasonda görünen o fasulye dün topladığı 28 tane kartı saydı, galibiyetine sevindi..hayran kaldım ben bu mucizeye....