Sayfalar

16 Şubat 2015 Pazartesi

......

ne yazacağımı bilemediğim bir yazıya başlıyorum..

lanet okusam az..küfretsem az..üzülsem az..kahrolsam az..insana dair bütün duygular az..

oğlum,

gencecik 20 yaşında bir kıza tecavüz ettiler, sonra da yaktılar..bu maalesef ilk değildi..son da olmayacak..son olsun istiyoruz ama kötüler çok fazla bu coğrafyada..

sana bakınca hep böyle masum kalmanı diliyorum..annen olarak iki yol var önümde: ya yüzünün o masumiyetini kalbine yerleştirip seni "insan" olarak yetiştireceğim ya da herşeyi bombok edip senden bir şeytan yaratacağım..dilerim Allah ikimizin de yanında olur, ikimizin de yardımcısı olur da ilk yoldan sapmadan seni insan olarak yetiştiririm!

bu ülkenin ne kadar boktan olduğunu sana hep yazıyorum..sen büyüyünceye kadar değişmesi en büyük dileğim..

canım oğlum..bu ülkede kadın olmak çok zor..bir de çocuk olmak zordur bu ülkede..ben seni hep koruyacağım, gücüm yettiğince sana kötülüklerin değmesine izin vermeyeceğim..

iyi, vicdanlı, sağduyulu bir insan ol..ilk sözün "ben erkeğim!" olmasın, önce "ben insanım!" de!

insan olduğunu unutma..bir de senin annen de bu ülkede bir kadın, bunu sakın unutma! vicdanın terazin olsun, yolun olsun, ışığın olsun oğlum!

10 Şubat 2015 Salı

öyle delice bir aşk..

arin'im canım..canparem..güzel çocuğum..

sana sayfalarca yazılar yazasım var..anlatmak istediğim milyonlarca duygu var sana dair hissettiğim..insanın evladına olan sevgisi yazıya nasıl dökülür ki?!

bazen sana bakıyorum "acaba yeterince hissettirebiliyor muyum onu ne çok sevdiğimi ona?" diye soruyorum kendime..umarım hissedebiliyorsundur..

oyun oynarken bir anda bana dönüp bakıyorsun bi de gülüyorsun..acaba hissediyo musun o anlarda seni ne kadar çok sevdiğimi?

kucağıma almamı istiyorsun ve bi anda sarılıyorsun..o kadar çok seviyorum ki o hissi, sen de fark ediyor musun?

sen kucağımdayken, ayaktaysak göğsünü öpüyorum, seni biraz yukarıda tutup başımı göğsüne koyuyorum..öyle bir huzur ki o, sen de hissedebiliyor musun o huzuru?

seni yatağa, yere veya koltuğa yatırıp çılgınlar gibi mıncıklayıp öpüyorum ve sen en çok bunu ben yaptığım zaman kahkaha atıyorsun..o kadar eğlenceli ki, sence de öyle mi acaba?

gece uyandığında seni yanıma aldığımda biraz emiyorsun sonra da bana sırtını yaslıyorsun, sarmaş dolaş uyuyoruz..en güzel rüyaları ben bu anlarda görüyorum, sen de görüyor musun?

durmadan seni çok sevdiğimi söylüyorum..bildiğim bütün dillerde söylüyorum..sadece sana diil herkese "ben çocuğumu çok seviyorum" diyorum..farkındasın diil mi oğlum?

işteyken seni çok özlüyorum..hem de çok..ben evdeyken telefon çaldığında elini kulağına götürüp "alo" diyorsun ama ben yokken "anne" diyormuşsun..sen de özlüyorsun demek ki..

ama eve gelince beni kocaman bir gülümsemeyle karşılıyorsun ya..o karşılama nasıl anlatılır bilemiyorum..

öyle güzel öyle masum öyle içten bakıyorsun ki bana..bambaşka biri oluyorum..süper kahramanmışım gibi sanki..dünyanın en iyi insanıymışım gibi..hatam günahım yokmuş gibi sanki hiç..

ben sana baktıkça içimde havai fişekler patlıyor oğlum..kalbim daha hızlı atıyor, aklım uçup gidiyor..

çok kocaman çok seviyorum seni..dünyalar kadar..okyanuslar kadar..yıldızlar kadar..evren kadar..kimsenin kimseyi sevmediği kadar..

canımsın benim canımın en içisin..senden gelen herşey kabulüm oğlum..ben senin hep arkandayım, yanındayım, canındayım..sen benim hep minicik, ufacık, kocaman gülümseyen oğlumsun..sen geldiğinden beri, beni anne yaptığından beri, ben sana her baktığımda en sevdiğim sayı onbir, en sevdiğim ay ekim, en sevdiğim harf "A"..

güzel yavrum benim..arin'im..küçük adamım büyük aşkım..herşeyim..ruhum..dünyam..ömrüm..annen seni çok seviyor o kadar çok ki her gün aklını kaybediyor!

3 Şubat 2015 Salı

yardım?!

çocuk bakmak için kalabalık olmak mı gerekir? yani illa anane babane hala amca dayı teyze desteği falan mı gerekiyor?

ben çalıştığım için arinço'ma ananesi ve babanesi bakıyor..peki çalışmasaydım bu kadar sık yardıma gelecekler miydi? ya da gelmeleri gerekecek miydi? sanmıyorum..istemezdim de sanırım..

bazı insanlar etrafları kalabalık olsun istiyor çocuktan sonra..ona yardım edilsin istiyorlar..aynı apartmanda hatta evde yaşamak falan istiyorlar..bense tam tersiyim..çekirdek aile iyidir..kocca arin ve ben olalım evde, yeter..yanlış anlaşılma olmasın bilogcan, etrafımda bir sürü insan olmasını, geniş aile olmayı çok seviyorum ama kapımı kapatınca çekirdek aile olarak kalalım istiyorum..

arin her gün görsün ananesini, babanesini, dedelerini, dayısını, amcasını..bize gelsinler biz gidelim..ama onları görme nedeni benim yardıma ihtiyacım olması olmasın, arin için olsun..

bir çok insana göre çocuk konusunda çok şanslıyım, o yüzden çok kolay ahkam kesebiliyorum :) arin hep uyumlu, sakin, kolay bir bebek oldu..sadece artık çok çok hareketli yerinde durmayan bi çocuk olmak üzere :) ama yormuyor beni..arin'e bin kere "hayır annecim o ellenmez" demek yormuyor beni..bezini değiştirirken çıplak poposuyla koşmaya çalışması yormuyor beni..ya da ne bilim yemek yerken bi anda yemeği reddedip mızırdanması ve "oğlum ne istiyon ya?!" diye cevabını asla alamayacağım bir soruyu onlarca kez çaresizce sormak gerçekten yormuyor beni..

acaba şu herkeslerin pek bir kınadığı rahat anne sınıfına mı giriyorum? mesela arin geçen gün tv ünitesine tırmandı..tam üzerinde ünitenin rafı vardı..kıpırdamadım yerimden, "oğlum kafanı vurcan bak dikkat et" dedim..kafasını vurdu tabii :) ve ağlamadı, başka türlü geçmeyi denedi..bu beni rahat anne mi yapıyor şimdi? ya da geçenlerde avmdeyken yürümekten sıkılıp emeklemek istedi ve emekledi kısa bi süre (daha başka yerlerde de emeklemiş olabilir tabii o_O) bu beni rahat anne mi yapıyor peki?

kocca geçen gün "sen normal anneler gibi diilsin ki daha yediğinin çöpünü bile kaldırmıyorsun" dedi..(kınama amaçlı söyledi bilogcan cidden!) ama belki de sırf bu nedenle arin bu kadar sakin ve rahat bi çocuk?! koltuğun tepesine çıkınca "in çabuuk!" diye çığıran bi annesi yok onun, "oha arin oha arin oraya çıkabiliyo musun sen artık?!" diye sevinç kahkahaları atan bir annesi var :) ya da koskoca ve ağır pirinç kavanozunu tam ayağının dibine atarak kırdığında "ayyy oğlum naptın ya?! :(" diyen bir annesi yok onun, "ayy arin ödümü kopardın, dur bi yerine gelmesin! dur bakim eline batmadı dimi? eşşek seni, herkül gibi kaldırdın dimi kavanozu :)" diyen bir annesi var :)

gecenin bir vakti uyanınca ben arin'in odasına hiç "off"layarak girmedim..hep "ömrüm noldu rüya mı gördün?/geldim annecim" diyerek girdim mesela..ya da sabahın köründe uyanınca yine "off"lamadım (ondan gizli off çekmiş olabilirim bak ama sadece sabah uyanmalarında :) ) kalktım ben de onunla, güleryüzle..

çalıştığım için yardıma çok gereksinim duyuyorum..ama yazının başında kastettiğim yardım bu diil aslında..yani sürekli yardım gerekir miydi acaba arin'e ben bakıyor olsaydım? bi düzen otururdu sanki ya..

bu nası bi insan olduğunla alakalı..bazı insanlar düzeni sever, düzensizlik onları mutsuz eder ve çocukla sürekli düzen zor..bana fark etmez mesela, evin ortasına bomba düşse "amaan hadi çıkalım" diyebilen biriyim ben..

gerçekten önemsediğim ne biliyo musun bilogcan? arin..arin mutlu olsun, sağlıklı olsun, eğleniyor olsun, keyifli olsun..sadece bu..ben yorulmuşum, ev batmış bunlar hiç önemli diil..hani şimdi anneler benim saçım süpürge diil falan diyorlar ya..yok bilogcan benim saçım süpürge olsun oğluma..benim hayatta tek bir isteğim var arin güzel yaşasın, mutlu yaşasın, sağlıklı yaşasın..geri dönüp baktığında neşeli anları, eğlenceli bir anne - babayı, mutlu şeyleri hatırlasın..

ayın onbirinde arin 16 aylık olacak..ve ben 16 aydır yanımda arin ya da kocca olmadan hiç bir yere gitmedim, kuaför ve işyeri hariç..istemiyorum da..hayatta bana zevk veren herşeyde yanımda arin de olsun kocca da olsun istiyorum :)

neyse ne diyorduk..ben yardım istemezdim sanırım yani sürekli bir yardım istemezdim..bakalım büyüdükçe bu fikrim değişecek mi?