Sayfalar

24 Mart 2015 Salı

madem kadınsın..

bir işte çalış, kariyer yap!

evin işlerini aksatma!

çamaşırları yıka!

ütüleri yetiştir!

evin temiz olsun!

çocuğunla ilgilen!

konu komşuyla, akrabalarınla iyi geçin!

misafir ağırla, misafirliğe git!

sosyalleş!

modayı takip et!

bakımlı ol!

dip boyan çıkmasın mesela!

fit ol!

çocuk yaptın diye götü göbeği salma!

diyet yap!

yemek yap!

çocuğuna ayrı yemekler yap!

çocuğunun ödevlerine yardım et!

eşine vakit ayır!

anne - baba saatiniz olsun!

anne - çocuk saatiniz olsun!

ayda iki kitap bitir!

gündemi takip et!

her konuda edecek iki çift lafın olsun ama saçmalama sakın!

tutumlu ol!

kanaatkar ol!

küfretme!

daima sevecen ol, alttan al!

herşeyi programla!

dünyanın en iyi organizatörü ol!

arabulucu ol!

şikayet etme!

16 Mart 2015 Pazartesi

iç döküş..

dün dışardayken bir aile gördüm..orta yaşlarda bir anne-baba ve çocuk..alışveriş yapıyorlardı..çocukları özürlüydü..fiziksel değil zihinsel..ağrıma gitti ya, gözlerim doldu..çocuk (aslında nerdeyse delikanlı olmuş) arada bağırıyordu ama onlar yine de hayatın içindeydiler..biliyorum bilogcan doğrusu bu, çok iyi biliyorum ve ne mutlu ki o çocuğa doğrusunu bilen anne-babası var..

nasıl şükrettim o an sahip olduklarıma, anne olanlar anlar..

arin doğduğundan beri, yok hayır, arin'in varlığını öğrendiğimden beri benim manevi yönüm daha da kuvvetlendi..sürekli dilimde dua ve şükür..

bazen aklıma evlerden ırak denilecek şeyler geliyor, kafayı yiyeceğimi hissediyorum..o düşünceleri kovana kadar ömrümden ömür gidiyor..hatta epey sorguladım kendimi bu konuda, acaba psikiyatrik bir desteğe ihtiyacım var mı diye..bazen başedemiyorum çünkü..

ikinci çocuk diyorlar ya..ben istemiyorum..mesele sadece para-pul, bir tanesini ancak layıkıyla büyütürüm, okuturum meselesi diil..

ben bu endişeleri, bu korkuları, kafamda kurduğum bütün kötü senaryoları iki kere yaşamak istemiyorum! bu nedenle ikinci çocuk bana delilikmiş gibi geliyor ve iki ve daha fazla çocuk sahibi olanlar resmen süper kahraman benim gözümde!

Allah arin'ime, yavruma uzun, sağlıklı, mutlu bir ömür versin, başka da bir şey istemem ben..

11 Mart 2015 Çarşamba

korktuğum başıma geldi!

bilogcan ben lohusayken salak gibiydim..dünya sadece arin'in etrafında dönüyordu..bunalıma falan girmedim ama etrafımdaki herkes, herşey önemsizleşmişti..sadece arin ve ben vardık sanki..ay bu romantizmin üzerine yakışmaycak ama bi de uykusuzluk vardı!

tek bir korkum vardı, arin'i düşürmek..kucağımdan, yatağından nerden olursa olsun düşürmek ve başkalarının da düşürmesi..o yüzden arin'i beşiğinden alıp kucağında taşıyınca insanlar yüreğim hop ederdi..geçmedi bu korku kaldı bende maalesef..

arin yürümeye başladı..yürürken takılıp düşer diye kendimi hazırlamaya başladım ben de..ama ummadığım birşey oldu!

arin dün sabah yataktan düştü!

ben yanındayken!

bizim yatağımızda beraberken!

uyanıkken!

güm diye ses çıkararak!!

ben hayatım boyunca hiçbir şeyden korkmamışım meğer bilogcan! benim hayatım boyunca elim ayağım titrememiş, nefesim daralmamış meğer!

neresini vurduğunu görmedim..yerden o kadar hızlı aldım ki çocuğu hangi pozisyonda yatıyodu onu bile hatırlamıyorum!

çok ağladı..emerek sakinleşti! memmelerime şükrettim resmen! ve çabucak sakinleşti..çok şükür!

hemen kafasını kontrol ettim..sıcağı sıcağına..şişlik yoktu..parmaklarımla küçük küçük kafasına ve sırtına bastırdım emerken, tepki vermedi, demek ki acı yoktu..gözleri dalıyo mu diye baktım, kusma var mıydı diye baktım..çok şükür yoktu!

morluk, kızarıklık, şişlik vs hiçbir şeyi yok çok şükür!

Allah beterini göstermesin! amin..

10 Mart 2015 Salı

the vicdan!

hayatta bazı duygular bize kodlanıyor..bişeyi sevmemiz, nefret etmemiz, korkmamız ya da nötr olmamız doğuştan gelmiyor, bunları toplum şekillendiriyor..

mesela henüz anaokuluna giden çocuğa hemen sorarız "okulu seviyo musun bakimmm?" sevmiyorum derse vay haline o veledin!" okul sevilmez mi" ile başlayan "ben hep takdir alırdım" ile biten uzuuuuun bir konuşma yaparız..ya okul sevmeyen çocuk mu olurmuş?! allalallla!

sonra mesela çocukla beraberken yanınıza bir köpek gelir.."dur çoğcuğum yaklaşma ısırır!" deriz.."köpek = ısırır o zaman yaklaşmamalıyım"ı kodladık mı çocuğa? aferin o zaman tebrikler! artık büyüyünce sokak değiştirir köpek görünce!

mesela çocuğunuzun yanında hiç birisinden kötü bahsettiniz mi? peki sonra çocuğunuz o kişiye nasıl davrandı? dikkat ettiniz mi? maalesef yanında pata küte konuşup sonra da "sen daha çocuksun karışma!" demek olmuyor! çocuk nefret etti bile o kişiden!

annelikte de böyle kodlanan duygularımız var..hele sosyal medya sayesinde bu kadar anne ve annelik tecrübesi ile içli dışlıyken daha da çok kodlanıyor bu duygular..özellikle de "vicdan azabı!"

mesela, çalışan anne çalıştığı için, o miniminiciiik, muhtaaaaç, savunmasıızzzz yavrusunu sabahları bırakıp çıktığı için kesinlikle vicdan azabı duymalıdır! "ay sanki işin daha önemli bıraksaydın doğurunca?" bunu duymayan kaldı mı çalışan anneler arasında merak ediyorum! şahsen ben vicdan azabı duymuyorum sabahları evden çıkarken..evet üzülüyorum evet içim buruluyor evet o dakikadan itibaren özlem başlıyor ama vicdan azabı duymuyorum!

sonraaaa..emziremeyen annelerden emzir(e)mediği için vicdan azabı duymasını bekliyorlar..yahu süt gelmemiş, emzirememiş ya da istememiş emzirmek snne be slk! anne sütü çok değerli olabilir ama yoksa napcan? ya da istemiyorsan emzirmek seni kim suçlayabilir? neden vicdan azabı duyasın ki? neticede çocuğunu en iyi şekilde bakmıyo musun? bakıyosun! e bırak bu eksik kalsın ya!

"en mükemmel anne ben olacam!" biberonların gücü adına hiiimeeen! nah olacan! ve olamadığın için vicdan azabı duyman beklenecek! ya niye? hayatın boyunca her şey de en mükemmel mi oldun? mesela mesleğinde en mükemmel sen misin? bak o meslek için 7 yaşından 22 yaşına kadar eğitim aldın ama yine de en mükemmel sen değilsin! en mükemmel eş sen misin? senelerce eşinle sevgili oldun, ciğerini öğrendin, emek verdin ama yine de en mükemmel değilsin! annelikte nası en mükemmel olmayı bekliyorsun ki?! eğitimini bile almadın! daha önce tecrüben yok! yepyeni bi insan! daha yeni tanıştın, tanımıyosun! ve bunun için vicdan azabı duymana hiiiç gerek yok!

çocuksuz tatile mi gittin ya da dışarı mı çıktın? hemen demelisin ki "ayyy çok özledim çoğcumu!" çünkü özlemek zorundasın! "aklım hep çoğcumdaydı!" çünkü olmak zorunda diil mi? aaa yoksa çok güzel vakit mi geçirdin? ev ile 1-2 kez konuştun bebenin de keyfi yerinde miymiş? senin aklına da binbir türlü "vay çoğcum bensiz napıyodur?" soruları gelmedi mi? e o zaman çek şekerim vicdan azabının en alasını!

ben çok sıkıldım benim vicdan muhasebemi benim yerime yapanlardan! çok!