Sayfalar

14 Ekim 2014 Salı

bende gariplik!

şimdi ben anne oldum ya bilogcan artık daha fazla anne ile temas halindeyim..ve dolayısıyla daha fazla kadınla..

bakıyorum da bende bi gariplik var herhalde..

mesela bu kadınların hepsi english home'a bayılıyo..bense beğenemiyorum bi türlü..çok beyaz çok renksiz çok hanım hanımcık..

sonra hepsi çok güzel yemekler yapıyolar..tamam benim de var yapabildiğim bazı yemekler ama bunlarınki bi başka azizim..bi de bi güzel sunuyolar onları..ya ben tabağın neresine koyarsam koyayım bi boka benzemiyo benim sunumlar.. o_O

çok da güzel sofra kuruyolar..süslü püslü..ay yok bi iki kere denedim olmadı valla! böle saçma sapan bi sofra oldu..beceremedim..özellikle de kahvaltı sofraları..amaaan zaten kahvaltı dışarda yenilmesi gereken bi öğündür boşver! gerçi akşam yemeği de öle..öğle yemeği de..biz en iyisi evde sadece atıştıralım.....

evlerine değişik "huzur köşesi" adını verdikleri köşeler yapıyolar..böle iki üç objeyle gayet güzel bişiler çıkabiliyo ortaya..onu da beceremiyom ben..zaten evimde düne kadar mum yoktu ayol! ikea'da renkli mumluklar görünce mum da aldık da öle mumumuz oldu..ha bi de arinço'nun doğumgünü mumları var..yani benden bi "huzur köşesi" çıkmaz!

hepsi süper çiçek yetiştiriyolar..ay bana sabahtan bi kaktüs ver daha akşamı bulmadan çürütmezsem nolayım! o kadar beceremem çiçek bakmayı!

ellerinden bi çok iş geliyo..biçki dikiş resim karalama vs. bende onlar da yok..en son oğlanın doğumgünü süslerini yaptım fena olmadı he bi de pasta üzerindeki figürleri yaptım..onlar da bişiye benzediyse benim yetenekli oluşumdan diil yumurtanın fena halde kapıya sıkışmış olmasından! öyle keçeye falan bulaşsam bi bok beceremem!

bi de kırtasiye malzemeleri alıyolar şekilli makaslar renkli selobantlar falan..harikalar yaratıyolar..valla ben geçenlerde bi yerde karşılaştım o malzemelerle, tchibo idi sanırım, böle bön bön baktım..niyetlendim almaya ama kafamda bişi şekillenmedi ki..

sonra hepsi çiçekli böcekli bi tabak çanak takımı var, ingiliz markasıydı sanırım, ona bayılıyo..parası olan orjinalini olmayan ya da orjinalini bulamayan çakmasını alıyo..ay zaten bizim bimilyoncuya bile gelmiş benzerleri her yerde var! ya vallahi güzel diiller..böle çiçekli böcekli anaokulu yemek takımı gibi..zaten bizim türk kadınında bi ingliş hausvayf olma merakı var sanırım..bkz. english home ^.^ valla benim tabaklar siyah gayet de güzeller!

çok hanım hanımcık giyiniyolar mesela..kıyafetler hep jilet gibi..güzel muhafaza edilmiş belli..kot bile giyseler bi havalı..mesela uzun süredir takip ettiğim bi arkadaşın benimle yaşıt olduğunu duyunca şok geçirmiştim! çünkü o saç rengi o kıyafetler daha başka bi yaşın kıyafetleri saçı, daha geç bi yaşın..onlara bakınca kendimi çocuk gibi hissediyorum..gerçi bence bu konuda doğrusunu onlar yapıyolar..

ya bi de hamaratlar..aynı gün içinde hem temizlik, hem yemek, hem iş, hem çocuk bakımı hem de gezme yapabiliyolar gördüğüm kadarıyla! ben mi? ben sakız çiğnerken merdiven inemem!!

keyifleri var..kahve keyfi, kitap keyfi..valla arin uyur uyumaz kendimi bulduğum ilk koltuğa atıyorum ve tv keyfi yapıyorum! kesinlikle rafine zevklere sahip diilim! ama bak burada da doğrusunu onlar yapıyolar..kendilerine küçük de olsa zaman ayırıyolar..ben anca iki seksen yatış!

alışveriş seviyolar..hangi kadın sevmez ki deme bilogcan! ben pek sevmem! yani dönem dönem çok düşkün olurum ama sıkılırım yahu dolanırken!

ev kıyafetleri de paçoz diil..saç baş hep düzgün..tabii eğer fotoğraf çekicem diye bi çabuk façayı düzeltiyolarsa bilemem..valla benim ev halimi görsen kaçarsın!

sağlıklı beslenmeye özen gösteriyolar..diyetteler sürekli..ben de diyetteyim..sabah uyanınca başlıyorum öğlen acıkınca bitiriyorum..ekspres diyet! tabii ki onların yaptığı doğru ben beslenme konusunda çok ama çok kötü bi örneğim maalesef!

daha vardır başka şeyler de benim aklıma gelmiyo bilogcan..var bende bi gariplik var..bazen erkekten farkım kalmıyo..

8 Ekim 2014 Çarşamba

tez - antitez

bi önceki yazıda emzirme şöle güzel böle iyi falan demiştim ya, kazın ayağı hep öle diil işte bilogcan!

gerçek dünyada, romantizmi bıraktığında emzirme aslında çok boktan bişi olabiliyo..

bi kere memeler artık senin değil! onlar kamu malı! hani hamileyken göbeğin kamu malıydı ya, heh aynen öle işte memeler kamu malı! bi kere sen emzirirken senden başka çekinen yok..odanın birine kapansan illa ki meraklı bi melahat gelir dalar odaya.."oh oh emzir emzir!" der ve dibine kadar girer "bi bakim maşallah cork cork emiyo!"

ya da bebeyi emzirmen gerekir hemen atlar biri "aa emzir işte kadın kadına oturuyoruz!" hele de gidecek bi oda falan yoksa el mahkum açacan..herkesin gözü memende..büyümüş mü? e o zaman süt var! ille görecekler o memeyi ille!!!!

bebek bakım odalarında bile herkesin gözü birbirinin memesinde!

mahremiyet sıfırlanıyo emzirirken..çok sinir bozucu..

ben hala hastanedeyken arin'i zar zor emzirmemin bu mahremiyetin sıfırlanması nedeniyle olduğunu düşünüyorum..arin'i odaya getirdiler ve hemen emzirmemi istediler..oda kalabalıktı, herkes bebenin fotoğrafını çekmekle meşguldü ve benim o an mememi açmamı bekleyen bi adet bebe, bi adet hemşire ve bu tarihi ana tanık olmak isteyen bi çok insan vardı! annesinin yanında dahi soyunamayan ben için oldukça travmatikti!

sonra..istediğini giyme özgürlüğün yok..ben mesela hala elbise giyemiyorum..dışarı çıkarken hala düşünüyorum ne giycem diye..istediğin sutyeni takma özgürlüğün bile yok!

istediğini yeme içme özgürlüğün de yok! hep bi hesap kitap..o kadar özledim ki şöle güzel bi sofrada yiyip içmeyi..rakıyı özledim birayı özledim..özledim işte..keyif yapmayı özledim..

bir de pompalar var..epey bi süre pompayla yaşamak zorundasınız..hele ki çalışan anneyseniz..çantamın demirbaşı..bak zaten istediğimi giyemiyodum bi de istediğim çantayı takamıyorum! çanta manyaklığımı bilenler ne demek istediğimi, bunun benim için gerçekten sinir bozucu olduğunu anlarlar! :)

bi de işin psikolojik boyutunun derinlerine inersek..elinizde ufacık bi insan yavrusu var..zaten size muhtaç..emzirseniz de emzirmeseniz de muhtaç..ama emzirirken, ek gıda da başlamamışsa, doymak için de size muhtaç..bu psikoloji beni çok zorluyodu en başlarda..hatırlarsan bilogcan ben arin karnımdayken de tek başıma sorumluluk alma psikolojisinde zorlanıyodum..

hep diyorum süt olduğu sürece arin emecek..ama ben şimdiden yiyeceğim rakı balıkların, giyeceğim elbiselerin ve çöpe atacağım o pompanın hayalini kuruyorum!!!! ha bi de içeceğim zayıflama çaylarının! ^.^



1 Ekim 2014 Çarşamba

gel oğlum bi emzireyim ben seni..

sanırım 11.5 aydır en çok kullandığım cümle budur..

arin mızırdanır ben emzireyim derim..

arin'in uykusu gelir ben emzireyim derim..

arin acıkır ay dur iki dakika emzireyim yemeği ısınırken derim..

arin uykudan uyanır emzireyim hemen derim..

arin'in canı yanar aman oğlum gel emzireyim derim..

arin'i özlerim gel bebeğim emzireyim seni derim..

arin yediğim tatlıya çok özenerek bakar gel oğlum emzireyim tadı gelsin sana derim..

arin huysuzlaşır gel len sıpa emzireyim seni de fabrika ayarlarına dön derim..

bana bahane çok emzirmek için yani.. ^.^

ama başlarda bilogcana da itiraf ettiğim gibi ben emzirmeyi hiç sevmemiştim..

nası sevebilirdim ki?!

önce herkesin başına gelen yaralar bereler benim de başıma geldi..ağlaya ağlaya emzirdim..

sonra süt sıtması oldum..gece kırk kusur derece ateşle hastaneye gittik..ben hayatım boyunca böyle bişi yaşamamıştım..ölüyorum sandım..canım deli gibi yanarken emzirdim, sağdım..

en vurucu darbe ise egzama oldu! Allah düşmanımın başına vermesin! çıldıracaktım! arin'i emziriyodum güle oynaya ne bir sancı ne bir acı..yaralar da yok ya artık emzirmek kolay tabii..ama emme bitince beş dakika içinde olan oluyodu! sırttan gelen bi ağrı göğse doğru! ama anlatabileceğim bi ağrı diil bu sancı..nefes kesen cinsinden..geceleri inlemekten uyuyamaz hale gelmiştim artık..hemen cilt doktoruna gittim..meme egzamasıymış..kremlerle falan geçti..ama yok Allah düşmanıma vermesin!

resmen ek gıdaya gün sayar olmuştum..hani ek gıdaya geçince daha az emecekti ya..

sonra bana noldu bilmiyorum..bi aydınlanma falan geldi herhalde..bi anda emzirmeyi sevmeye hatta çok çok sevmeye başladım..

ağrı yok sancı yok sızı yok acı yok! arin var! kucağımda boncuk boncuk bana bakıyo, belimi tutuyo, yüzümü okşamaya çalışıyo, memeden çıkıp gülüyo sonra tekrar cork cork emiyo, uyuyakalıyo, oynuyo..nası sevmem ben emzirmeyi nası! mucize gibi bişi emzirmek! ve şu aralar arin hareketlendiği için kucağımda doya doya sevebildiğim tek an emzirme anları ^.^

anne sütünün faydaları hakikaten var mı bilmiyorum..ama mesela ufak bi nezle atlattı arin ve çok hafif atlattı..gerçi ben pek emmemişim ama bünyem çok sağlamdır, belki de bana çekti bilemiyorum..beni tek ilgilendiren arin ile kendimize özel bi anımızın olması ve itiraf ediyorum bazı işlerden kaçma bahanesi! ^.^

valla öle böle derken bi seneyi tamamlıyoruz Allah'ın izniyle..iki yaşına kadar devam eder mi bilemiyorum..sütüm azalmaya başladı..gerçi anka kuşu gibi ben ne zaman bitti diye feryat etsem hop geri geliyo :) süt geldiği sürece arin emecek!

bu yazıyı okuyan ve emziremeyen bi anne varsa üzülmesin..yani ben kimseyi üzmek için yazmadım..üzülecek bi durum yok arkadaşım dünyanın en muhteşem şeyine sahipsin tadını çıkar..ben de hayatım boyunca doğum sancısını ve normal doğumu merak edicem mesela, boşver herşey kısmet :)

bi de anne milleti şu ben emzirdim sen emzirmedin sidik yarışını bırakın lütfen..süt varsa emzir arkadaşım reklam yapma, doğal bişi bu..dünyada tek sen yaşamıyosun bunu! ve süt yoksa kendini harap etme, bu da doğal..bunu da dünyada tek yaşayan sen diilsin! mühim olan bebelerin doyması mutluluğu huzuru, gerisini salla gitsin!

emzirme haftamız kutlu mutlu olsun! ^.^

şimdi haberler!

aman da aman benim bilogcanım ihmal mi edilmiş?!

ya bilogcan şirket blogspot'a erişimi kapattı..valla ne yazabiliyorum (tam len bi açık var sistemde yazabiliyorum aslında şu an olduğu gibi!) ama okuyamıyorum ya..akşam da eve gidince ancak ye - iç - yedir - içir - oyna - uyut döngüsünü tamamlayıp uyuyakalıyorum..

amaaan zaten pek de kaydadeğer gelişmeler olmadı günlerdir..

arinço dün kelime dağarcığına bi kelime daha ekledi.. "bumblebee" dedi ^.^ şimdi olay şöle oldu..babası transformers oyuncaklarıyla oynarken (evet biz seviyoz oyuncaklarla oynamayı nabalım?!) ben de arin'e "hadi bumblebee de evladım" dedim..arin de "bambılbi" dedi! ^.^ e şok olduk tabii..dünya üzerinde kaç çocukun ilk kelimesidir ki?! neyse optimus prime ve decepticon diyene kadar devam! O_o

sonraa..kilo vermeye çalışıyorum..yani vermem lazım..yeni bir ortama girmeye, yeni insanlarla tanışmaya çekinir oldum..hatta derinlerde bi yerde utanıyorum da..neyse bu konu benim için oldukça depresif, pek konuşmak ve tartışmak istemiyorum..

arinovski'nin doğumgününe 10 gün kaldı..tema canavar..ayarlamaya çalışıyorum..güzel olacak umarım..bu arada türkiye sınırlarında bu temaya uygun bi bok yok ona göre!

bir de adamın uykuları düzensizleşti..geceleri 1-2 kere kalkıyor ve gündüz uykusu uyumuyo! yani ben varsam emzirerek falan uyutuyorum ama ben yokken uyumuyo! napcaz bilmem?!

ben arin'e hamileyken hep dünyanın 8. harikasını doğurcam diyodum ya, ajda teyzemiz böle  bi şarkı çıkarmış hep aklıma arin geliyo dinledikçe! ^.^

valla kafamdakileri toparlayabilirsem yine bi dedikodu-gözlem yazısı patlatacam annelik sayko delilikleri hakkında! ama dur toparlamam lazım..

işte bizden haberler böle..rutin rutin takılıyoruz..ne kadar sıkıcı dimi?!